Ana içeriğe atla

DELİKANLI - DOSTOYEVSKİ




Kitap özetine başlamadan evvel sizlere kısa bir açıklamada bulunmak istiyorum.
Kitabı okuyan insanların yorumlarına bakıldığı zaman çoğu kişi ya kitabı anlaşılmaz ya da dilini çevirmenden dolayı akıcı bulmamış. Benim içinde tam tersi oldu. Kitabı oldukça akıcı buldum hatta şaşırdım, bir kitap hem bu kadar çok uzun hem de dili nasıl bu kadar akıcı olabilir diye.Sizlere tavsiyem kitabı okumadan ön yargılara kapılmayın kitaptan gözünüz korkmasın.
Şimdi kitabı anladığım ve karakterli hatırlayabildiğim kadarıyla kitabı anlatmaya çalışacağım.

Delikanlı; Arkadiy evlilik dışı bir ilişkinin sonucunda dünyaya gelmiştir. Anne ve babası büyümesi için onu evde barındırmamış bunun yerine onu evden uzaklaştırmışlardır.
Henüz  8 yaşlarındayken bir okula başlamış ve okul müdürü tarafından adeta bir uşak olarak kullanılmıştır. Okul müdürüne uşaklık yapmayı arkadaşları ve müdürü tarafından daha fazla hor görülmemek belki de kimliğini bulmak adına benimsemiş ve artık buna göre hareket etmiştir.
Okul ona bu halde davranırken bir gün annesi ona ziyarete gelir fakat oldukça fakir olduğu için yanına alamamıştır. Küçükken anne ve babasının kısa ziyaretlerini her gün aklında tutmaya çalışmış ve liseyi bitirdikten sonra babasının sevgisini kazanabilmek için yanlarına Petersburg’a gitmeye karar verir.
Onları bulur ve artık evlerinde yaşamaya başlar. Annesi Sofya oğluna kavuştuğu için oldukça mutludur. Babası  Versilov tepkisiz kalmış ve kız kardeşi Liza ağabeyine biraz ters davranır. Çünkü Arkadiy babasına hesap sorar nitelikte davrandığı için evde huzursuzluk yaşanmasını istemez ve biraz daha uysal davranmasını ister. Arkadiy ile küçükken birlikte yaşayan  bakıcı Tatyana Pavlona elinden geldiğince Arkadiy’e ters davranır. Nitekim Arkadiy’de ondan fazla hoşlanmamaktadır.
Hal böyle iken evde yaşamaya başladığı için boş durmaktansa çalışmak istediğini bildirir ve onu yakın tanıdıkları olan Yaşlı Prens’in evine sadece ona arkadaşlık edebilmesi için bir işçi olarak gönderirler.
Artık Yaşlı Prens Arkadiy’i çok sever ve arkadaş olurlar. Yanında bulunduğu sıralarda kızı Katerina Nikoleyevna babasını ziyarete gelir ve Arkadiy bu ziyaretten yani Katerina’dan oldukça etkilenir.
Zaman geçtikçe Yaşlı Prens’in mal varlığından manevi çocukları ve kızı yararlanmaya mirasını almaya çalışacaklardır. Bununla ilgili olarakda Katerine bir mektup ile doğruluğu olmasa da babasının artık yaşlandığını ve delirmeye başladığını yazarak ilgili kuruma göndermeye karar verir.
Bir şekilde bu mektup  Arkday’in yakın arkdaşlarından birine ulaşır. Ve arkadaşı mektubu yırtıp atması için Arkadiy’e verir. Arkadiy ise belki ilerde lazım olacağını düşünerek mektubu pantolonun iç cebine dikerek saklamaya başlar. Arkadiy bu mektubu bilen herkese Katerina dahil yaktığını söyler.
Bir gün Arkadiy yolda bayıldığı sırada çocukluk arkadaşı tesadüfen denk gelir ve alır evine götürür. Yarı baygın halde olduğu içinde yaşadığı olaylarla ilgili bir şeyler anlatmaya çalışır. Çocukluk arkadaşı ise bu durumdan istifade ederek mektubun hala onda olduğunu öğrenir. Henüz bunu öğrendiğinin farkında olmayan Arkadiy sabah olduğunda hemen evine gider. Çünkü bu arkadaşı ile okuldayken çok tatsız şeyler yaşamışlardır ve ondan zarar geleceğini düşünmektedir.
Arkadit eski bir arkadaşını ziyarete gitmek üzere bir apartman dairesine girer. İçeride arkadaşı yerine Stebelkov adında bir yabancı ile tanışır. Bu sırada apartmanda korkunç gürültüler olmaktadır. Stbelkov ve Arkadiy içeriden gürültüler gelen evin kapısına giderler. Kapıda ise ev sahipleri olan Darya Anisimovna ve kızı Olya bulunmaktadır. Olya bağrış çağrış içinde hemen onlara tanıdıklarının farkında olmadan Versilov’u şikayet etmeye başlar. Babasından söz edildiğinin anlayan Arkadiy hemen babasının yanına eve gider ve babasını çapkınlıkla suçlar. Ev halkı şaşkındır ve artık Arkadiy evi terk etmeye karar verir çünkü artık babasından nefret etmektedir bunu herkesin anlamasını sağlamaya çalışmak ister. İşin iç yüzünü evini terk edip Dalya’nın yanına gidip onu dinleyince anlar. Dalya ve kızının maddi durumları gittikçe kötüleşir ve Olya’yı herkes çıkarları uğruna kullanmaya başlar. Arkadiy’nin babası ise ona yardım etmek istediğini söyler fakat onunda kendisini kullanmaya çalıştığını düşünerek kimseye olan inancı kalmadığından intihar etmeye karar verir.Bunu duyunca Arkadiy çok şaşırır fakat her şey için çok geçtir.
Zamanla Arkadiy Katerina'ya olan aşkını ona da itiraf etmeye başlar. Fakat olayları araştırdıkça babasının da geçmişte Katerina ile ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarır. Aynı zamanda yaşlı prens ve yanında vakit geçridiği manevi kızı niteliğindeki Anna Feodorovna ile evlenmeye karar verirler.
Arkadiy yaşlı prensin evinde çalışmayı bıraktığı için bir şekilde para kazanmanın yollarını arar ve kendini kumara verir. Kumara iyice alışmış durumda olan Arkadiy Prens Subay Seryoja ile tanışır.Arkadiy bir süre Seyoja’nın evinde kalır ve babasının ondan alacağı olduğunu düşünerek parasından yararlanmaya başlar. Bu sırada kız kardeşi Liza bu prens ile ilişki yaşar ve sonradan kötü bir şekilde Liza’nın hamile olduğu ortaya çıkar. Bunun üzerine Arkadiy sonradan affedecek olmasına rağmen Liza ve Prens ile ilişki bağlarını koparır.
Tatyana Pavlona ve Arkadiy gizli kalan  mektubu artık  Katerina'ya teslim etmek üzere bir buluşma ayarlarlar fakat o esnada Arkadiy cebini açıp baktığında mektubun onda değil eski arkadaşında olduğunu anlar. Sonunda mektup işe yaramadan ortadan kaybolur. Yaşlı prens hayata veda eder. Liza’nın eşi hapishaneye düşer ve hastalık nedeniyle o da veda etmek zorunda kalır. Arkadiy ise yaşanan bu olaylar üzerinde hayatına devam eder

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yusuf Atılgan Tüm Öyküleri

Bu kitabı okuyana kadar öykü okumayı sevmediğimi zannediyordum. Ta ki Yusuf Atılgan ile tanışana kadar..   Yapı Kredi Yayınları yazarın tüm öykülerini bir kitapta toplamış ve çokta güzel olmuş. İlk sayfayı okuduğum an anladım ne kadar güzel bi kitaba başladığımı. Hiç bitmesindi hiç... Dili o kadar güzel o kadar akıcı ki başladığınız öykünün nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyerek uç noktalara değinmiş. Aslında hepimizin yaşadığı ya da yaşayabileceği durumları bir çırpıda okumuş oluyoruz. Her bir öyküde başka bir hayat gördüm başka bir hayat yaşadım. O hayatlara üz...

İskender Pala- Mihmandar

  Belki de bitmemesini istediğim ender kitaplardan biriydi. Beni hiç tahmin etmediğim yerlere götürdü.  Yüzyıllar evvelinden başlayan olaylar günümüz tarihi ile sonuçlanıyor. Yüzyıllar geçip giderken olayların bağlantıları oldukça yumuşak ve birbiriyle ilişik. Olayları kitaptaki her kişinin ağzından dinliyoruz neredeyse. Dili oldukça akıcı ve sade. Kitabı okurken isimleri hafızanızda tutmakta zorlanmıyorsunuz. En önemlisi kitapta birçok bölümün ve bir çok olayın yer almasına rağmen olaylar zincirini kaçırmıyorsunuz. Kafa karışıklığı yaşamadan içinize sindirebileceğiniz çok güzel bir kitap sizi bekliyor. Kısa Bir Özet;     Hz.Muhammed'in peygamber olarak Medine'ye geldiği sıralarda herkes O'nu kendi evinde ağırlamayı isteyip dualar ederken O nerede konaklayacağını devesine bırakır. Devesi ise Ebu Eyyub el Ensari'nin evini seçer.O günden sonra Hz.Muhammede evinden ayrılana kadar aylar boyunca ona zarar gelmemesi için geceler boyu uykusuz kalır ve onu korumaya ...

Albert Camus-VEBA

     Oran şehriyle başlayan anlatım dikkatimizi ilk önce şehre vermemizi sağlıyor. Veba ile Oran'ın ilişkisini anlayabilmemiz açısından şehrin tasviri oldukça önemli. Oran diğer şehirlerden farklı olarak sanki daha çok arkada kalmış terk edilmiş kimsenin hareket etmeye dahi üşendiği ama yine de hayat mücadelesine devam ettiği bir yer olarak göze çarpıyor.     Kitaba yaşam veren kahraman;Doktor Reux belki de bir şehrin Veba'yı nasıl karşıladığını anlamamızı her yönüyle irdeleyerek sanki şehrin içinde acıları yaşıyormuşuz gibi hissetmemiz için çabalıyor. Veba'nın ortaya çıkmasıyla yetkililerin bile yardımı esirgediği şehirden vazgeçtikleri anda doktor Reux hiç bir zaman hastalarını kurtarmaya çalışmaktan onlara hayat olmaktan vazgeçmez.      Dikkat edilmesi gereken husus Veba'nın ortadan kaldırılması için girişilen kişisel çabalar değil de Veba nedeniyle ayrılıklar özlemler yaşayan Oranlılar. Kimi hastalığı bir kurtuluş olarak...