Hayatımda okuduğum ilk seyahatname ve bir seyahatname örneği
nasıl olur henüz bilmiyorum. Kitap hakkında düşündüğüm şeyler doğru mu değil mi
ondan da emin değilim o yüzden.
İlk sayfalarını okumaya başladığımda İlber Ortaylı’nın o belirgin ve karakteristik sesini duymaya başladım. Sanki okumuyorumda Tv kanalında bir programını izliyormuşum gibi geldi. Konsantre olmam biraz zaman aldı o yüzden.
İlk sayfalarını okumaya başladığımda İlber Ortaylı’nın o belirgin ve karakteristik sesini duymaya başladım. Sanki okumuyorumda Tv kanalında bir programını izliyormuşum gibi geldi. Konsantre olmam biraz zaman aldı o yüzden.
İlerleyen sayfalarda diline biraz daha hakim olup biraz daha yavaş okumam
gerektiğini anladım. Bir tarihçi olarak derin bilgiler sunduğu için dikkatli
okumam gerekiyordu. Gezdiği ülkelerin neresi nasıldır,nerelere gitmek gerekir,neyi
ile ünlüdür gibi bilgilerden ziyade ülkenin geçmiş ve şuanki tarihi durumu ile
ilgili bilgiler paylaşmış. Seyahatname deyince ben de uyandırdığı düşünce “yazar
gittiği yeri anlattığında ben de oralara gitmiş kadar olacağım”. Bunu bu
kitapta hiç yaşayamadım. İçerdiği bilgiler ve yorumlar açısından kıymetli bir
kitap olmasına rağmen ülke ile ilgili aklımda bir şema beliremedi. Bir kaç seyahatname kitabı okuduğumda belki daha iyi anlarım bir kitabın nasıl olması gerektiğini :)
Yorumlar
Yorum Gönder