Ana içeriğe atla

ŞEKER PORTAKALI-JOSE MAURO DE VASCONCELOS

                                                                                                                                                                             
  



    Kitapta hayatın acı yanlarının bir çocuğun üzerindeki yansımalarını görmekteyiz. Acıları 3 evre şeklinde ayırırsak (çocukluk-gençlik-yaşlılık) bu kitap ilk evresini anlatıyor. 
    Çoğunluğun fikrine göre bu kitap çocuklara büyümeden evvel okutulması gereken bir kitap. Ama ben kesinlikle öyle olduğunu düşünmüyorum. Çünkü kitapta öncelikle en çok göze batan şey başkahraman olan çocuk Zeze'ye yapılan fiziki ve ruhsal şiddet. Küçük yaşta çocukların kitapta şiddetle karşılaşmamaları gerektiği düşüncesindeyim.Diğer taraftan kitap mutlu sonla bitmediği için çocukların daha küçük yaştan umutlarını kaybedip karamsar bir bakış açısına alışma ve bununla evrilme tehlikeleri mevcut. Her çocuğun olumlu ya da olumsuz anlamda etkilenme durumları değişkenlik göstereceği için en son okutulacak kitaplar listesinde olmalı:)
  Bu kitap tam anlamıyla yetişkinlerin okuması gereken bir kitap. Çünkü gençlik ve olgunluk dönemlerimize geldiğimizde hemen çocukluk dönemimizde yaşadığımız olayları unutup çevremizdeki çocuklara karşı duyarsız olabiliyor ve onların neler hissettiklerini tahmin etme yoluna bile gitmeden çocuktur işte diyerek geçiştiriyoruz. Bu kitabı okuyanlar, çocukluklarına geri dönecekler ve o zamanlar hissettikleri şeylerle karşılaşıp Zeze için çok üzülecekler,bir çok çıkarımda bulunarak ders alınması gereken onlarca şey bulacaklardır.
    Kitapta çocuk kahramanımız olan Zeze daha 5 yaşındayken fakirlikle mücadele etmektedir. Ailesinden gördüğü fiziksel şiddetle, yolda tanıştığı adamın sıcaklığını baba şefkatiyle birleştirerek gerçek sevgiyi ve ilgiyi bulur. Fakat babasından bile daha çok sevdiği adamın kaza sonucu hayatını kaybetmesinden sonra Zeze için umut ışığı sönmüş olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yusuf Atılgan Tüm Öyküleri

Bu kitabı okuyana kadar öykü okumayı sevmediğimi zannediyordum. Ta ki Yusuf Atılgan ile tanışana kadar..   Yapı Kredi Yayınları yazarın tüm öykülerini bir kitapta toplamış ve çokta güzel olmuş. İlk sayfayı okuduğum an anladım ne kadar güzel bi kitaba başladığımı. Hiç bitmesindi hiç... Dili o kadar güzel o kadar akıcı ki başladığınız öykünün nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyerek uç noktalara değinmiş. Aslında hepimizin yaşadığı ya da yaşayabileceği durumları bir çırpıda okumuş oluyoruz. Her bir öyküde başka bir hayat gördüm başka bir hayat yaşadım. O hayatlara üz...

İlber Ortaylı Seyahatnamesi

     Hayatımda okuduğum ilk seyahatname ve bir seyahatname örneği nasıl olur henüz bilmiyorum. Kitap hakkında düşündüğüm şeyler doğru mu değil mi ondan da emin değilim o yüzden. İlk sayfalarını okumaya başladığımda İlber Ortaylı’nın o belirgin ve karakteristik sesini duymaya başladım. Sanki okumuyorumda Tv kanalında bir programını izliyormuşum gibi geldi. Konsantre olmam biraz zaman aldı o yüzden.      İlerleyen sayfalarda diline biraz daha hakim olup biraz daha yavaş okumam gerektiğini anladım. Bir tarihçi olarak derin bilgiler sunduğu için dikkatli okumam gerekiyordu. Gezdiği ülkelerin neresi nasıldır,nerelere gitmek gerekir,neyi ile ünlüdür gibi bilgilerden ziyade ülkenin geçmiş ve şuanki tarihi durumu ile ilgili bilgiler paylaşmış. Seyahatname deyince ben de uyandırdığı düşünce “yazar gittiği yeri anlattığında ben de oralara gitmiş kadar olacağım”. Bunu bu kitapta hiç yaşayamadım. İçerdiği bilgiler ve yorumlar açısından kıymetli bir kitap olma...

Albert Camus-VEBA

     Oran şehriyle başlayan anlatım dikkatimizi ilk önce şehre vermemizi sağlıyor. Veba ile Oran'ın ilişkisini anlayabilmemiz açısından şehrin tasviri oldukça önemli. Oran diğer şehirlerden farklı olarak sanki daha çok arkada kalmış terk edilmiş kimsenin hareket etmeye dahi üşendiği ama yine de hayat mücadelesine devam ettiği bir yer olarak göze çarpıyor.     Kitaba yaşam veren kahraman;Doktor Reux belki de bir şehrin Veba'yı nasıl karşıladığını anlamamızı her yönüyle irdeleyerek sanki şehrin içinde acıları yaşıyormuşuz gibi hissetmemiz için çabalıyor. Veba'nın ortaya çıkmasıyla yetkililerin bile yardımı esirgediği şehirden vazgeçtikleri anda doktor Reux hiç bir zaman hastalarını kurtarmaya çalışmaktan onlara hayat olmaktan vazgeçmez.      Dikkat edilmesi gereken husus Veba'nın ortadan kaldırılması için girişilen kişisel çabalar değil de Veba nedeniyle ayrılıklar özlemler yaşayan Oranlılar. Kimi hastalığı bir kurtuluş olarak...