Ana içeriğe atla

YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT...

Yüreğinin Götürdüğü Yere Git... 
  
İlk sayfayı okumaya başlamadan evvel bir ön yargım vardı. Ya da kendime göre bir ön görüm. 
Kitap isminin ilham verdiği duygularıma göre bu kitap bir aşk konulu kitaptı. Duygusal bağlar yakalayıp bunun peşinden gidecektik yazarla beraber. 
Bu kitaptan sonra artık diğer kitaplar için de ön görüm olacak mı ? -mümkünlü 
Çünkü bu kitap ters köşe yapmıştı. 
İp ucu vermek gerekirse bir büyükannenin ölümünün ardından torununa miras olarak bıraktığı kısa bir geç kalınmış günce. 
İlk sayfada gözlerinizi açıp son sayfada kapatacağınız harika çevirisi ile soluk almadan kitabın düşüncesine dalabileceğiniz bir kitap. 
Bu kitap ile haftaya başlayıp bir günce tutmaya başlayabilirsiniz. 
İnsan anlıyor ki geçmişte yaşadığı ve hissettiği duyguları kaydetmeli. Geriye dönüp baktığınızda elinizde bulacağınız bir anımsatıcının size yol göstermesi belki derin bir özlem duygusu ile geçmişe saygı duymanızı sağlayacaktır. 
Bu kitabı iyi ki okudum diyorum. İnsanın kendi geçmişinden çıkaracağı dersler belki yakınımızdaki insanlara bir rehber olacaktır. Belki hepimizin bu yaşanmış hikayelere ihtiyacı vardır. Çünkü her insan kendini bir gün yalnız bulur ve telaşa kapılır. Elimizden tutacaktır belki bu hikayeler.  
Kitabın sonuna doğru aslında ön görümün fazla boşa çıkmadığını görüyorum. Çünkü bir aşk hikayesi yakalıyorsunuz ansızın. Ne kadarda derinleşiyor yaşanılan her bir geçmiş gün. 
Farkına varmalıyız...  
Yaşadığımız her bir gün içimizde derinlerde hala yaşamaya devam eder... 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yusuf Atılgan Tüm Öyküleri

Bu kitabı okuyana kadar öykü okumayı sevmediğimi zannediyordum. Ta ki Yusuf Atılgan ile tanışana kadar..   Yapı Kredi Yayınları yazarın tüm öykülerini bir kitapta toplamış ve çokta güzel olmuş. İlk sayfayı okuduğum an anladım ne kadar güzel bi kitaba başladığımı. Hiç bitmesindi hiç... Dili o kadar güzel o kadar akıcı ki başladığınız öykünün nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyerek uç noktalara değinmiş. Aslında hepimizin yaşadığı ya da yaşayabileceği durumları bir çırpıda okumuş oluyoruz. Her bir öyküde başka bir hayat gördüm başka bir hayat yaşadım. O hayatlara üz...

İlber Ortaylı Seyahatnamesi

     Hayatımda okuduğum ilk seyahatname ve bir seyahatname örneği nasıl olur henüz bilmiyorum. Kitap hakkında düşündüğüm şeyler doğru mu değil mi ondan da emin değilim o yüzden. İlk sayfalarını okumaya başladığımda İlber Ortaylı’nın o belirgin ve karakteristik sesini duymaya başladım. Sanki okumuyorumda Tv kanalında bir programını izliyormuşum gibi geldi. Konsantre olmam biraz zaman aldı o yüzden.      İlerleyen sayfalarda diline biraz daha hakim olup biraz daha yavaş okumam gerektiğini anladım. Bir tarihçi olarak derin bilgiler sunduğu için dikkatli okumam gerekiyordu. Gezdiği ülkelerin neresi nasıldır,nerelere gitmek gerekir,neyi ile ünlüdür gibi bilgilerden ziyade ülkenin geçmiş ve şuanki tarihi durumu ile ilgili bilgiler paylaşmış. Seyahatname deyince ben de uyandırdığı düşünce “yazar gittiği yeri anlattığında ben de oralara gitmiş kadar olacağım”. Bunu bu kitapta hiç yaşayamadım. İçerdiği bilgiler ve yorumlar açısından kıymetli bir kitap olma...

Albert Camus-VEBA

     Oran şehriyle başlayan anlatım dikkatimizi ilk önce şehre vermemizi sağlıyor. Veba ile Oran'ın ilişkisini anlayabilmemiz açısından şehrin tasviri oldukça önemli. Oran diğer şehirlerden farklı olarak sanki daha çok arkada kalmış terk edilmiş kimsenin hareket etmeye dahi üşendiği ama yine de hayat mücadelesine devam ettiği bir yer olarak göze çarpıyor.     Kitaba yaşam veren kahraman;Doktor Reux belki de bir şehrin Veba'yı nasıl karşıladığını anlamamızı her yönüyle irdeleyerek sanki şehrin içinde acıları yaşıyormuşuz gibi hissetmemiz için çabalıyor. Veba'nın ortaya çıkmasıyla yetkililerin bile yardımı esirgediği şehirden vazgeçtikleri anda doktor Reux hiç bir zaman hastalarını kurtarmaya çalışmaktan onlara hayat olmaktan vazgeçmez.      Dikkat edilmesi gereken husus Veba'nın ortadan kaldırılması için girişilen kişisel çabalar değil de Veba nedeniyle ayrılıklar özlemler yaşayan Oranlılar. Kimi hastalığı bir kurtuluş olarak...