Ana içeriğe atla

İvan İlyiç'in Ölümü- Tolstoy












Küçük Bir Özet

    Kitabın adında da gördüğümüz İvan İlyiç, kariyerinin doruklarında bir sorgu yargıcıdır. En başta başarılı, mutlu, kısmen zengin, gösterişli bir hayat sürerken bir gün ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenir. O günden itibaren hayatı ölüm konusu üzerine şekil değiştirir.

Kitap Hakkında

   Örneklerinden çok daha kısa olan bu romanda daha çok ölüm konusunun insan üzerindeki tezahürü işlenmiştir. Tolstoy, Kitabın küçük bir bölümünde İlyiç'in nasıl bir hayatı olduğunu gösterdikten sonra, vücudunun artarak yaşadığı her acıyı ve ölümle yüzleşmesini sayfalarca anlatmıştır.

Yarattığı Duygu

   İlyiç'in yaşadığı ölüm korkusu ve çektiği acılar o kadar gerçekçi yansıtılmış ki şüphesiz ben de onun hislerine ortak olup onun iç sıkıntısını yaşamaya başladım. Yazarın ölüm duygusunu tüm ayrıntılarıyla anlatması açısından oldukça başarılı bir roman. Fakat anlattığı olayın çok da çekici bir tarafı olmamasından dolayı tercih etmeyeceğim bir türden romanlar arasında yerini aldı.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yusuf Atılgan Tüm Öyküleri

Bu kitabı okuyana kadar öykü okumayı sevmediğimi zannediyordum. Ta ki Yusuf Atılgan ile tanışana kadar..   Yapı Kredi Yayınları yazarın tüm öykülerini bir kitapta toplamış ve çokta güzel olmuş. İlk sayfayı okuduğum an anladım ne kadar güzel bi kitaba başladığımı. Hiç bitmesindi hiç... Dili o kadar güzel o kadar akıcı ki başladığınız öykünün nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyerek uç noktalara değinmiş. Aslında hepimizin yaşadığı ya da yaşayabileceği durumları bir çırpıda okumuş oluyoruz. Her bir öyküde başka bir hayat gördüm başka bir hayat yaşadım. O hayatlara üz...

İskender Pala- Mihmandar

  Belki de bitmemesini istediğim ender kitaplardan biriydi. Beni hiç tahmin etmediğim yerlere götürdü.  Yüzyıllar evvelinden başlayan olaylar günümüz tarihi ile sonuçlanıyor. Yüzyıllar geçip giderken olayların bağlantıları oldukça yumuşak ve birbiriyle ilişik. Olayları kitaptaki her kişinin ağzından dinliyoruz neredeyse. Dili oldukça akıcı ve sade. Kitabı okurken isimleri hafızanızda tutmakta zorlanmıyorsunuz. En önemlisi kitapta birçok bölümün ve bir çok olayın yer almasına rağmen olaylar zincirini kaçırmıyorsunuz. Kafa karışıklığı yaşamadan içinize sindirebileceğiniz çok güzel bir kitap sizi bekliyor. Kısa Bir Özet;     Hz.Muhammed'in peygamber olarak Medine'ye geldiği sıralarda herkes O'nu kendi evinde ağırlamayı isteyip dualar ederken O nerede konaklayacağını devesine bırakır. Devesi ise Ebu Eyyub el Ensari'nin evini seçer.O günden sonra Hz.Muhammede evinden ayrılana kadar aylar boyunca ona zarar gelmemesi için geceler boyu uykusuz kalır ve onu korumaya ...

Albert Camus-VEBA

     Oran şehriyle başlayan anlatım dikkatimizi ilk önce şehre vermemizi sağlıyor. Veba ile Oran'ın ilişkisini anlayabilmemiz açısından şehrin tasviri oldukça önemli. Oran diğer şehirlerden farklı olarak sanki daha çok arkada kalmış terk edilmiş kimsenin hareket etmeye dahi üşendiği ama yine de hayat mücadelesine devam ettiği bir yer olarak göze çarpıyor.     Kitaba yaşam veren kahraman;Doktor Reux belki de bir şehrin Veba'yı nasıl karşıladığını anlamamızı her yönüyle irdeleyerek sanki şehrin içinde acıları yaşıyormuşuz gibi hissetmemiz için çabalıyor. Veba'nın ortaya çıkmasıyla yetkililerin bile yardımı esirgediği şehirden vazgeçtikleri anda doktor Reux hiç bir zaman hastalarını kurtarmaya çalışmaktan onlara hayat olmaktan vazgeçmez.      Dikkat edilmesi gereken husus Veba'nın ortadan kaldırılması için girişilen kişisel çabalar değil de Veba nedeniyle ayrılıklar özlemler yaşayan Oranlılar. Kimi hastalığı bir kurtuluş olarak...