Ana içeriğe atla

Böyle Söyledi Zerdüşt - Friedrich Nietzsche- Kitaptan Alıntılar




                                                          KİTAPTAN ALINTILAR

  • "Hayır," diye yanıtladı Zerdüşt. "Ben sadaka vermem. O kadar fakir değilim."(Syf.5)
  • Günahınız değil -kanaatkarlığınız haykırıyor göklere, günah işlerken bile cimri oluşunuz haykırıyor göklere!(Syf.8)
  •  Severim çok fazla erdemi olsun istemeyeni. Bir erdem iki erdemden daha fazladır: çünkü kara talihin bağlandığı daha sağlam bir düğüm demektir o.(Syf.9)
  • Severim tanrısını sevdiği için tanrısını yerden yere vuranı: çünkü tanrısının öfkesi mahvedecektir onu.(Syf.9)
  •  Masumiyettir çocuk ve unutuş, yeni bir başlangıç, bir oyun, kendi kendine dönen bir çarktır, bir ilk hareket, kutlu bir Evet deyiştir.(Syf.11)
  •  Saygılı ve utangaç olun uyku karşısında! Birincisi bu! Ve uykusu bozuk olan ve gece uyanık kalan her kim varsa, kaçın ondan! (Syf.21)
  •   Kolay zanaat değildir uyumak: bunun için gün boyunca uyanık kalmak gerekir.(Syf.22)
  -Günde on kez yenmelisin kendini: bu iyi bir yorgunluk verir ve ruhuna afyon  gibi gelir.

  -Günde on kez yeniden barışmalısın kendinle; çünkü kendini yenmek burukluk yaratır ve kötü uyur barışık olmayan.

  -On hakikat bulmalısın günde: yoksa gece de ararsın hakikati ve aç kalır ruhun.

  -Günde on kez gülmelisin ve neşeli olmalısın: yoksa gece rahatsız eder seni miden, bu dert küpü.

  -Barış tanrıyla ve komşunla: bunu gerektirir iyi uyku. Barış komşunun şeytanıyla da! Yoksa geceleyin dolaşır senin odanda.
  • Onun bilgeliği şu: iyi uyumak için uyanık olmak. Yaşamın bir anlamı olmasaydı da anlamsızlığı seçmek zorunda kalsaydım eğer, anlamsızlıkların arasında en iyi seçenek bu olurdu doğrusu.(Syf.23)
  •  Ve siz yaşamı delicesine bir çalışma ve huzursuzluk olarak görenler de: yaşamdan usanmadınız mı? Ölümü vaaz etmenizin zamanı gelmedi mi?(Syf.40)
   -Siz hepiniz, delicesine çalışmayı ve hızlı, yeni, yabancı olanı sevenler,- kendinize katlanamıyorsunuz, sizin çalışkanlığınız bir kaçıştır ve kendi kendini unutma istemidir.
Yaşama daha fazla inansaydınız, kendinizi ana daha az kaptırırdınız. Ama beklemek için yeterli cevher yok içinizde- hatta tembellik için bile !
  •  Devlet tüm soğuk canavarların en soğuğudur. Soğuktur söylediği yalanlar da; ve şu yalan dökülür dudaklarından: "Ben, devlet, halkın ta kendisiyim."(Syf.43)
   -Oysa devlet iyinin ve kötünün tüm dilleriyle yalan söyler; her söylediği de yalandır-ve her ne varsa elinde, onu çalarak elde etmiştir.

  -Çok fazla insan doğuyor: lüzumsuzlar için icat edilmiştir devlet!

  •   Erkeğin mutluluğu şudur: istiyorum. Kadının mutluluğuysa: erkek istiyor.(Syf.61 )
  •  Bir düşmanınız varsa, iyilikle karşılık vermeyin onun kötülüğüne: çünkü bu tavrınız onu utandırır. Aksine, onun da size iyi bir şey yapmış olduğunu kanıtlayın.(Syf:62)
  • Size yüreğimi tümüyle açmamı isterseniz, dostlarım: eğer tanrılar olsaydı, nasıl dayanırdım ben bir tanrı olmayışıma! Demek ki tanrılar yok.(Syf.81)
  • En iyisi sevinmeyi öğrenelim, böylece başklarına acı vermeyi ve acıları düşünmeyi unuturuz.(Syf.83)
  • Büyük iyilikler şükran borcu değil, intikam duygusu yaratırlar; ve küçük bir iyilik unutulmadığında kurt gibi kemirmeye başlar iyilik görenin içini.(Syf.84)







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yusuf Atılgan Tüm Öyküleri

Bu kitabı okuyana kadar öykü okumayı sevmediğimi zannediyordum. Ta ki Yusuf Atılgan ile tanışana kadar..   Yapı Kredi Yayınları yazarın tüm öykülerini bir kitapta toplamış ve çokta güzel olmuş. İlk sayfayı okuduğum an anladım ne kadar güzel bi kitaba başladığımı. Hiç bitmesindi hiç... Dili o kadar güzel o kadar akıcı ki başladığınız öykünün nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyerek uç noktalara değinmiş. Aslında hepimizin yaşadığı ya da yaşayabileceği durumları bir çırpıda okumuş oluyoruz. Her bir öyküde başka bir hayat gördüm başka bir hayat yaşadım. O hayatlara üz...

İskender Pala- Mihmandar

  Belki de bitmemesini istediğim ender kitaplardan biriydi. Beni hiç tahmin etmediğim yerlere götürdü.  Yüzyıllar evvelinden başlayan olaylar günümüz tarihi ile sonuçlanıyor. Yüzyıllar geçip giderken olayların bağlantıları oldukça yumuşak ve birbiriyle ilişik. Olayları kitaptaki her kişinin ağzından dinliyoruz neredeyse. Dili oldukça akıcı ve sade. Kitabı okurken isimleri hafızanızda tutmakta zorlanmıyorsunuz. En önemlisi kitapta birçok bölümün ve bir çok olayın yer almasına rağmen olaylar zincirini kaçırmıyorsunuz. Kafa karışıklığı yaşamadan içinize sindirebileceğiniz çok güzel bir kitap sizi bekliyor. Kısa Bir Özet;     Hz.Muhammed'in peygamber olarak Medine'ye geldiği sıralarda herkes O'nu kendi evinde ağırlamayı isteyip dualar ederken O nerede konaklayacağını devesine bırakır. Devesi ise Ebu Eyyub el Ensari'nin evini seçer.O günden sonra Hz.Muhammede evinden ayrılana kadar aylar boyunca ona zarar gelmemesi için geceler boyu uykusuz kalır ve onu korumaya ...

Albert Camus-VEBA

     Oran şehriyle başlayan anlatım dikkatimizi ilk önce şehre vermemizi sağlıyor. Veba ile Oran'ın ilişkisini anlayabilmemiz açısından şehrin tasviri oldukça önemli. Oran diğer şehirlerden farklı olarak sanki daha çok arkada kalmış terk edilmiş kimsenin hareket etmeye dahi üşendiği ama yine de hayat mücadelesine devam ettiği bir yer olarak göze çarpıyor.     Kitaba yaşam veren kahraman;Doktor Reux belki de bir şehrin Veba'yı nasıl karşıladığını anlamamızı her yönüyle irdeleyerek sanki şehrin içinde acıları yaşıyormuşuz gibi hissetmemiz için çabalıyor. Veba'nın ortaya çıkmasıyla yetkililerin bile yardımı esirgediği şehirden vazgeçtikleri anda doktor Reux hiç bir zaman hastalarını kurtarmaya çalışmaktan onlara hayat olmaktan vazgeçmez.      Dikkat edilmesi gereken husus Veba'nın ortadan kaldırılması için girişilen kişisel çabalar değil de Veba nedeniyle ayrılıklar özlemler yaşayan Oranlılar. Kimi hastalığı bir kurtuluş olarak...